Günümüzde Türkiye, Atatürk'ün yaptığı reformlar sayesinde en iyi ülkeler sıralamasına girebilmektedir. Türkiye’nin, muhteşem doğası, dört mevsimi belirgin yaşayabileceğiniz iklimi ve zengin kültürel mirasıyla dikkat çektiği doğrudur, ancak modern ve misafirperver bir yaşam tarzına sahip olmasaydı tüm bu özelliklerin ülkenin prestijine hiçbir katkısı olamazdı. Günümüz modern Türkiye’sinin temelleri Atatürk İnkılapları ile atılmıştır.
Türkiye, 1920 yılında, tüm dünyayı sarsan I. Dünya Savaşı’nın hemen ardından Atatürk ve yoldaşları tarafından kurulmuştur. Savaşla büyük bir yıkıma uğrayan Türkiye, toparlanabilmek için köklü değişikliklerden geçmek zorunda kalmıştır. Bu değişiklikler sadece ülkeyi fiziksel olarak kurtarmak için değil, aynı zamanda da ülkenin bir daha benzer bir duruma düşmemesini sağlamak amacıyla yapıldı.
Bu amaca yönelik olarak atılan ilk adım, 1 Kasım 1922'de saltanatlığın kaldırılması, 29 Ekim 1923'te yönetim biçimi olarak cumhuriyetin benimsenmesi ve son olarak da 3 Mart 1924'te hilafetin kaldırılmasıyla yönetme yetkisinin halka devredilmesiydi. Bu devrim niteliğindeki değişiklikleri daha sonra siyasi, hukuki, ekonomik, eğitim ve sosyal alanlarda yapılan reformlar izlemiştir.
Atatürk İnkılapları Türkiye'yi Nasıl Modern Bir Ülkeye Dönüştürdü?
Türkiye, Atatürk'ün getirdiği iyi düşünülmüş ve kapsamlı reformlar sayesinde kısa sürede çağdaş ve gelişmiş bir ülke olmayı başarmıştır. Bu reformlar, ülkenin ekonomik yapısını geliştirmeyi, yaşam standartlarını yükseltmeyi ve toplumdaki tüm bireylere eşitlik sağlamayı amaçlıyordu.
Kapitülasyonların kaldırılması, uluslararası saat, takvim ve ölçü sistemlerinin benimsenmesi ve kapsamlı kalkınma planlarının oluşturulması, ülkenin ekonomik yapısını geliştirmek için atılan önemli adımlardan bazılarıdır. Bu değişiklikler, Türkiye'de iş yapmak isteyen bireylere eşit haklar tanımış ve ekonomik faaliyetlerin canlanmasına katkıda bulunarak ekonomik kalkınmanın önündeki engelleri kaldırmıştır.
Hükümet, ekonomik kalkınmayı sağlamak için bireysel çabaların yeterli gelmeyeceği sektörlerde gerekli faaliyetleri yürütmekten de çekinmemiştir. Bu amaçla tarım ve sanayi sektörlerinde gelişmek için çok sayıda fabrika ve model çiftlik kurulmuştur. Zaman içerisinde bu reformlar, herkes için daha yüksek yaşam standartları sağlamış ve Türkiye'yi mülk satın alarak veya iş kurarak yatırım yapmak için iyi bir yer haline getirmiştir.
Ayrıca, her alanda yapılan değişikliklerin ve gelişmelerin sürdürülebilir olması için, eğitim sisteminde de değişiklikler yapılmıştır. Bu amaçla 3 Mart 1924'te, ırk ve din ayrımı gözetmeksizin Türkiye'deki her çocuğun kaliteli eğitime erişebilmesi için eğitim sistemi merkezileştirilmiştir.
Eğitim sisteminin iyileştirilmesi, nitelikli işgücü sağlayarak her alanda gelişmenin önünü açmıştır. Sağlık sistemi de kısa bir zaman içinde en çok gelişen alanlardan biri haline gelmiştir. Günümüzde Türkiye'de sağlık sistemi, o dönemde kurulan köklü eğitim kurumlarında yetişmiş deneyimli doktorlar, hemşireler ve diğer sağlık çalışanları sayesinde dünyadaki en iyi işleyen sağlık sistemlerinden biridir.
Bu reformların yanı sıra hukuksal ve sosyal alanlarda da köklü değişiklikler yapılmıştır. 8 Nisan 1924'te şer’iye mahkemeleri kapatılmıştır. Ardından hükümet, medeni kanun, ceza kanunu, borçlar kanunu ve ticaret kanunu dahil olmak üzere yeni bir dizi kanun kabul etmiştir. Bu reformlar ve yasalar, cinsiyetleri, ırkları veya dinleri ne olursa olsun ülke vatandaşlarının eşit haklara sahip olacağını garanti altına almıştır.
Bu yasalar, toplumsal hayatta ayrımcılığın önlenmesine yönelik başka reformlarla da desteklenmiştir. Kamu görevlilerinin kılık ve kıyafetlerinde yapılan değişiklikler, tekkelerin kapatılması ve soyadı kanunun getirilerek ünvan ve lakapların kaldırılması ayrımcılığı önlemeye yönelik reformlardan bazılarıdır.
Çok kısaca bahsettiğimiz bu reformlar ve daha pek çok reform, Türkiye'yi günümüzdeki modern ve misafirperver haline dönüştürmüş ve herkesin yaşamını kolaylaştırmıştır.
Ayrıca, bu reformlar sadece bir şehri ya da bölgeyi değil, bir bütün olarak ülkeyi geliştirmek amacıyla yapılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin Atatürk tarafından kurulmasından önce, Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti olan İstanbul ve de özellikle saray, ülkenin geri kalanı yoksulluk içinde yaşarken gelişmiştir. Atatürk'ün gerçekleştirdiği inkılaplar sayesinde Türkiye, Karadeniz Bölgesi de dahil olmak üzere artık bir bütün halinde sürekli gelişen bir ülkedir.
Modern ve Sürekli Gelişen Türkiye'de Trabzon'un Önemi Nedir?
Trabzon, Türkiye'nin sürekli büyüyen ekonomisine önemli derecede katkı sağlayan bir şehirdir. Ekonomik potansiyeli ile Karadeniz kıyısında yaşamı zenginleştiren önemli bir liman kenti olan Trabzon, tütün, çay, fındık, bakliyat, bakır ve gümüş üretimleri ile ön plana çıkmaktadır.
Zaman içerisinde, Atatürk'ün ekonomik kalkınma anlayışına uygun olarak, Trabzon’da üretilebilen bu ürünlerin iyileştirilmesine yönelik çeşitli adımlar atılmıştır. Bugün Trabzon'da, bu amaçla kurulmuş çok çeşitli fabrikalar bulunmaktadır. Bu fabrikalar yalnızca vatandaşların ihtiyacını karşılamakla kalmamakta aynı zamanda ihracat yoluyla da ülke ekonomisine ek katkı sağlamaktadır.
Şehrin hareketli ekonomisi Trabzon'da yaşamayı çok daha kolay ve konforlu hale getirmektedir. Bu sebeple her geçen gün daha fazla insan buraya yerleşmek için Trabzon'da mülk almaya karar vermektedir.
Yaşam maliyetinin düşük olması ve gelişmiş altyapısı, insanları Trabzon'a yerleşmeye iten sebeplerin başında gelse de, tek sebep bunlar değildir. Trabzon, zengin bir kültürel mirasa ve insanların ilgisini çeken birçok doğal güzelliğe sahiptir. Trabzon'un dünyaca ünlü güzellikleri her yıl binlerce ziyaretçiyi kendine çekmektedir. Bu durum da hem şehrin hem de ülkenin ekonomisine katkı sağlamaktadır.
Tüm bu özellikleri Trabzon'u, herkes için yaşanabilir bir yer ve yatırımcılar için de gelecek vadeden bir yatırım merkezi yapmaktadır. Trabzon'da kalınacak en iyi yer yaşam tarzına göre değişiklik gösterse de burada herkes için bir yer bulunmaktadır.